Dogumgunun kutlu olsun eski dost, icinden gelen gulumseme gozlerinde hic sonmesin, nice mutlu uzun sevgi dolu yillara, Iyi ki dogdun Ceylân…Gökçe
Yaşamak şakaya gelmez, / büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın / bir sincap gibi mesela, / yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden, / yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın, / yani o derecede, öylesine ki, / mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda, / yahut kocaman gözlüklerin, / beyaz gömleğinle bir laboratuvarda / insanlar için ölebileceksin, / hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için, / hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken, / hem de en güzel en gerçek şeyin / yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, / yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin, / hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil, / ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, / yaşamak yanı ağır bastığından.1947
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız, / yani, beyaz masadan, / bir daha kalkmamak ihtimali de var. / Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini / biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına, / hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden, / yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz / en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için, / diyelim ki, cephedeyiz. / Daha orda ilk hücumda, daha o gün / yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün. / Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu, / fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz / belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz, / yaşımız da elliye yakın, / daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının. / Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız, / insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla / yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım / hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...1948
Bu dünya soğuyacak, / yıldızların arasında bir yıldız, / hem de en ufacıklarından, / mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, / yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde, / hatta bir buz yığını / yahut ölü bir bulut gibi de değil, / boş bir ceviz gibi yuvarlanacak / zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun, / duyulacak mahzunluğu şimdiden. / Böylesine sevilecek bu dünya / "Yaşadım" diyebilmen için...
Şubat 1948 / Nazim Hikmet Ran

23 Şubat 2007 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder